• Dolar
    0.000
  • Euro
    0.000
  • Ç.Altın
    0.000
  • Altın
    0.000

°

Köşe Yazarı

Murat Bulut

#

  •  23 Eylül 2021
  • 2800 LİRA MAAŞ ALIP SİZİ SAVUNAN ADAMI EKONOMİYE BOĞDURTMAYIN


    Geçenlerde elime bir marketler zincirinin reklam insörtü geçti.   Önce tarihine baktım 6-22 Eylül arası yazıyordu. ‘İyiymiş daha geçmemiş zamanı’ dedim. Sonra fiyatlara bakarken ilk gözüme takılan 34.90’a satılan 5 litrelik ayçiçek yağı oldu. Herhalde belli bir limitin üzerinde yapılan alışverişe bu fiyattır dedim kendi kendime. Sonra sütü gördüm 3 lira. Hemde tam yağlı. Acaba mağazanın açılışı varda açılış fiyatları mı bunlar diye düşünürken tekrar bir tarihe bakmak geldi aklıma. 2019’un fiyatlarıymış bunlar.

    Tabi bende büyük bir hayal kırıklığı. 80 lirayı bulan yağı 35 liradan, 8 lirayı bulan sütü 3 liradan alacaktım. Evde de küçük çocuk var. Süt bizde çok gider. En az 10 paket alsam 50 lira kardayım diye düşünüyordum.  Olmadı tabi. 80 liralık yağa, 8 liralık süte devam dedik.  Son zamanlarda devletimiz/ hükümetimiz  bu işe al attı diye haberler okuyorsunuz.  Hemen hergün fahiş fiyat denetimi yapıldı  diye haber var. Peki size soruyorum; şu ana kadar bu denetimler neticesinde fiyatı düşen bir ürün oldu mu? ‘Yapılan denetimler sonrasında şu üründe ki aşırı fiyat artışı tespit edilmiş olup ürün şu fiyata çekildi’ diye bir haber okudunuz mu? Açıkçası ben okumadım görmedim duymadım da size de bir soruyum dedim.  Peki denetimler doğru adreslere mi yapılıyor? Yani sadece marketleri  mi denetlemek lazım? Bu ürünleri üretenlerden başlamak gerekmez mi? Tamam marketlerde ciddi bir fiyat farklılığı var onu kabul ediyorum. Farklı marketlerden alışveriş yaparsanız bir sepette en az 50 lira cebinize kalabilir lakin asıl iş bence üreticide. Marketler dün 3 liraya alıp 5 liraya satarken, bugün 3 liraya aldığını 8 liraya satmıyor herhalde.  Marketler, üreticinin zammını ürüne yansıtıyor. Kimisi bir lira kimisi 3 lira. Hatta aynı ürün arasında 10 lira fark olduğu bile söylenebilir.  Tamam da hiç fiyatı düşen ürün yok.  Neymiş ceza kesilmiş. Kesiliyor ama fiyat değişmiyor. Bir ayçiçek yağında 2 yıl içerisinde yüzde 110’u geçen fiyat artışı varsa kusura bakmayın da enflasyonda yüzde 20’lerde değildir.  Dolarda eskisi gibi artmıyor. 8 lira ile 9 lira arasında gidip geliyor.  Üretici elektriğe, doğalgaza  bahane bulabilir o da devletin elinde. O zaman denetimi elektrik, doğalgaz şirketlerine yapsın.  

    Benzer bir durum kira fiyatlarında. 800 lira olan kiralar bu yıl içinde bin liranın üzerine çıkmış. Hele öğrenci işin içine girince fiyatlar ikiye üçe katlıyor. Nasıl olsa iki üç öğrenci kalır mantığı ile hane sahibi basıyor zammı.  Araba, elektronik eşya fiyatlarını hiç konuşmuyorum.  Ve geliyorum öğrenci ile ilgili fiyatlara.

    Devlet her yıl öğrencilere bedava kitap veriyor. Süper bir hizmet. Allah razı olsun da o kitaplar ne işe yarıyor artık anlamıyorum. Veliler her hafta yardımcı kitap alıyor. Yardımcı kitap satan kitapçıların önünde kuyruklar oluşuyor.  Eğer devletin verdiği kitap yetersizse vermeyin yardımcı kitapları bedava dağıtın. Yok yeterli ise bu öğretmenleriniz neden sürekli yardımcı kitap istiyorlar. Birde her okulun kendine göre bir yayınevi tutkusu var.  Yıl boyunca alınan yardımcı kitaplar birkaç bin lirayı buluyor.  Öğretmen diyor ki ‘zorunlu değil’ iyide soruları da oradan soracağım diyorsun.  O zaman devletin dağıttığı kitaba ne ihtiyaç var? Boşuna kitap basıp israf etmesin devletimiz o zaman.  İlk okuldan sonra başlıyor bu yardımcı kitap macerası. Ne zamana kadar lise sonuna kadar. 7-8 yıl yardımcı kitap peşinde koşturuyoruz. Okul kıyafetleri derseniz o apayrı bir konu. 20-30 liralık tişört okulun logosu girince bir anda 80-90 liraya çıkıyor. Zaten eğitim sistemi berbat. Her gelen milli eğitim bakanı kendine göre bir sistem geliştiriyor birde bunlar işin içine girince  açıkçası veliler ne yapacağını bilemiyor.

    Birde aklımdayken şu resmi plakalı araçların 7 gün 24 saat yollarda ki halini söyleyeyim. Sokaklar günün her saatinde resmi plakalı araçlardan geçilmiyor. Bir gazete almayı israf diyerek iptal eden sistem, hemen hemen her yöneticinin altında ki bu resmi plakalı araçlara nedense bir türlü çözüm bulmuyor. Reismi plakalı araç kullananlar aracı kendi şahsi öz malı haline getirdi. Utanmasalar çoluk çocuklarına verip gezdirecekler.  Utanmayanlarda vardır mutlaka.  Kaç milyar dolar yakıt, yedek parça israfı yapılıyordur kimbilir.  

    Diyeceğim o ki hükümet dışarıda güzel işler yapıyor. Savunma sanayi gelişti. Ulaştırmada iyiyiz. Sağlık da koronaya rağmen ciddi sıkıntı yok ama bu ekonomi var ya ekonomi. Zaten seçilmiş yöneticileriniz kötü, üzerine ekonomik sıkıntı, mevcut iktidarın önünde ki en büyük sorun olarak duruyor. Her ortamda konuşulan konu ekonomi.  Sakın herkeste cep telefonu var demeyin o tutmuyor artık.  

    Sayın iktidar, Sayın Cumhurbaşkanı; bakın öyle bir kitle var ki arkanızda bu kitleyi kaybetmeyin.   2 bin 800 lira maaş alan adam,  seçtirdiğiniz ve 10-20-30 bin lira maaş alan partili yöneticilerinizden çok savunuyor sizi. Onları ekonomik krize boğdurmayın.  Onlar sizi bırakırsa o anlı şanlı yöneticileriniz yüzünüze bile bakmaz.  Zaten çoğu menfaati için yanınızda gibi gözüküyor. Menfaatleri bittiği anda hooop diğer partilerde görürsünüz. Benden söylemesi…

    Yazar Yorumları

    Yorum Yaz

    34291

    Hakkımızda

    #

    İletişim

    Kirikkalekusu.com

    info@kirikkalekusu.com

    2147483647

    2147483647