Özelleşecek- özelleşmeyecek, satılacak-hazineye bağlanacak, işçiler gidecek-hayır onlara bir şey olmayacak tartışmaları eşliğinde MKE anonim şirketi oldu. Bu işin bir ekonomik boyutu var birde siyasi. Ekonomik boyutunu kısa vadede göremeyiz. Çaykur-PTT gibi mi olur yoksa Roketsan-Aselsan’a mı benzer onu zaman gösterecek. Biz daha çok siyasi boyutunu değerlendirelim.
MKEK konusunda sahada muhalefetin özellikle de CHP Milletvekili Ahmet Önal’ın kazandığı kesin. Buna itiraz eden olmaz herhalde. Bir muhalefet milletvekili olarak konuyu Türkiye gündemine taşıdı. Gerek partisinin gerekse de diğer muhalefet partilerinin genel başkanlarının, MKEK’nin anonim şirketi olması konusunda konuşmasını sağladı. Sahaya indi, MKE lojmanlarından meydanda ki mitinge kadar hep ön safta yer aldı. Belki de kimse duymadan yasalaşacak bir konuyu tüm Türkiye’ye duyurdu. İktidarı, atacağı adımdan döndüremedi ama daha temkinli hareket etmesine neden oldu. Siyasi olarak Önal artı puan kazanırken iktidar temsilcilerini (ittifak ortaklarının temsilcileri ile birlikte) sahaya indirmedi/inemediler. AK Parti’nin milletvekilinden, il yöneticisine kadar kimse sahada yasayı anlatamadı. Fabrikalarda yapılan birkaç görüşme, partiye çağırılan işçiler. Hepsi bu. MHP zaten son ana kadar sessiz kaldı.
Sonuç olarak siyasi anlamda sahada muhalefet masada iktidar kazandı. Ekonomik anlamda kurum, Kırıkkale, işçi-memur kazandı mı kaybetti mi bunu da zaman gösterecek…
ERKÖK GİTTİ DEVAMI GELİR Mİ?
Ve AK Parti’de ilk istifa geldi. Kadın Kolları Başkanı Nebahat Erkök, dün yayınladığı bir mesajla görevinden istifa ettiğini kamuoyuna duyurdu. Daha önce de yazdım. Kaplan, il başkanı olduktan sonra bazı isimlere karşı bir tavır içerisine girdi. Erkök gibi, Gençlik Kolları Başkanı Halil Özaslan gibi, Keskin İlçe Başkanı Halim Bulut gibi, her ne kadar diğerleri kadar göstermese de Merkez İlçe Başkanı Emrah Doğan gibi. Bunlar kamuoyunda konuşulduğunda Kaplan ne ‘hayır böyle bir şek yok’ dedi nede ‘evet kendi ekibimi kurmak istiyorum’ şeklinde düşüncesini paylaştı. Bilinen gerçek Kaplan, bu isimleri istemedi/ istemiyor. Görevden aldırmak için uğraştı/uğraşıyor. Kısmen de başarılı oldu. Kısmen diyorum çünkü Erkök kendi görevi bıraktı. İstifası istenmedi. İstifa etmeseydi görevden alınacak gibi de durmuyordu. Yalnız Kaplan bu isimlere karşı yıldırma operasyonunu başarılı bir şekilde yürüttü. Erkök’de parti içi mobbinge artık dayanamadı ve görevi bıraktı. Merak ettiğim şu; şimdi sıra kimde? Diğerlerine de bir mobbing var. Onlar daha ne kadar direnir bilmiyorum. Dikkatimi çeken kısım; Kaplan’ın görevden aldırmak istediği kişiler ne ilginçtir partinin şu anda sahada çalışan, aktif olan isimleri. Bu isimlerin görevden alınması/istifaları partiye olumlu katkı sağlar mı; görüntü öyle göstermiyor. Çünkü istenmeme sebepleri sadece ‘uyum’ kelimesinde gizli. Daha öncede dile getirdim; uyum adı altında partinin aktif isimleri uzaklaştırılıyor. Yerlerine gelecek olanlar uyumlu olabilirler ama ihtiyaç olan uyum mu performans mı? Çok uyumlu olup hiç varlık göstermezlerse bunun bedelini ilk seçimde parti öder. Tabi bu kimin umurunda o da muamma...
KAPLAN BALOĞLU’NA NİYE İADEYİ ZİYARET YAPMADI?
Kaplan il başkanı olduktan hemen sonra MHP İl Başkanı Erdal Baloğlu, tüm teşkilatlarını ve seçilmişlerini alarak Kaplan’a hayırlı olsun ziyaretine gitmişti. Şubat ayıydı. Baloğlu ittifakın gereği güçlü bir şekilde ‘hayırlı olsun’ dedi. Aradan 5 ay geçti ben mi gözden kaçırdım diyeceğim ama bildiğim geri dönüş olmadı. Kaplan herkese hatta il müdürlerine bile iadeyi ziyaret yaptı da Cumhur İttifakı’nda göğüs göğüse mücadele verdiği MHP’ye gitmedi. Yanlış anlaşılmasın aralarında bir şey var ittifakta çatlak falan demiyorum yok çünkü öyle birşey. İlişkileri iyi ama sanırım bu biraz Kaplan’ın önceliklerinden kaynaklı. Herhalde görevden aldırmak istediği herkesi aldırıp ondan sonra ziyaret edecek. Mevcutlarla aynı karede fazlaca görüntü vermek istemiyor olabilir. Yoksa niye gitmesin...
SİYASİLERİN TAKİPÇİLERİ
Hadi birde siyasilerin takipçilerini yazayım. Malum sosyal medya önemli. Artık herşey sosyal medya üzerinden gidiyor. Bir bakalım Twitter’a kim ne kadar takipçiye sahip. En son baktığımda MHP’den Halil Öztürk, AK Partili Ramazan Can’ın hemen hemen iki katıydı. Son durum şu; Ramazan Can; 39 bin 83 takipçiye ulaşırken, Öztürk 37 bin 608’le Can’ın gerisinde kalmış. CHP’den Ahmet Önal biraz takipçi konusunda çalışması lazım; 1403 takipçisi var. Belediye Başkanı Mehmet Saygılı’da bayağı gerilerde; 4 bin 363 takipçiye sahip. AK Parti İl Başkanı Mustafa Kaplan 1338 takipçi ile yer alırken, MHP İl Başkanı Erdal Baloğlu il başkanları içerisinde en iyi durumda; 1763 takipçisi var. CHP İl Başkanı Onur Yüksel Bozdağ, milletvekili gibi sosyal medya konusunda bayağı bir çalışmalı; 346 takipçi. Son olarak İYİ Parti İl Başkanı Bülent Şükrü Altınışık; 177 takipçi. Yok gibi bir şey. Şunu söyleyeyim sosyal medyanın özellikle de Twitter’ın bu kadar etkili olduğu bir dönemde bizim siyasiler henüz olayın önemini kavrayamamışlar. Unutmasınlar; herkesin gözünü diktiği Z kuşağı Facebook kullanmıyor. Onların iki önemli adresi var; biri Twitter diğeri Instagram.
Demedi demeyin…
#
Kirikkalekusu.com
info@kirikkalekusu.com
2147483647
2147483647