YETER ARTIK GINA GELDİ!
Toplu taşıma araçlarında sigara içmek yasak değil mi? Biri çıkıp içse ve dese ki ‘Ben dumanını bir torbaya dolduruyorum. Gerekli tedbirleri aldım.‘ dese kuralı bozmamış mı olur? Adamın biri silahı çekse karşısında ki adamın altından vursa ve öldürse ve ‘Ben bunun öleceğini öngöremedim. Özür dilerim’ dese ceza almaktan kurtulur mu? Bir kural varsa, bu kural bozuluyorsa bunun özrü, gerekli tedbiri falan hikaye. Hele hele o kuralı, kuralı koyan bozuyorsa, üstelik bozduğu için herhangi bir cezaya maruz kalmıyorsa bu daha vahim bir durum.
Hepiniz anlamışsınızdır yazımın dünyanın içinde bulunduğu salgın ve o salgının önlenmesi için konulan kurallara yönelik olduğunu. Ülkeyi yönetenler oturmuşlar demişler ki ‘bu salgından nasıl kurtuluruz; toplu halde olmayalım, kalabalık oluşturmayalım, lokanta, cafe, okulları kapatalım. Akşamları millet birbirini ziyarete gitmesin saat 21.00’dan sonra sokağa çıkma yasağı getirelim. Hafta sonları insanlar gezip tozmasın ülkeyi komple kapatalım. STK’ların genel kurullarını yapmalarına müsaade etmeyelim. Spor müsabakalarına seyirci almayalım. Ha birde sürekli her televizyon kanalına, her gazeteye maske mesafe hijyen diyelim. 3. dalga diye korku salalım. Rehavete kapılırsak öldük bittik yandık diyelim. Bu kurallara uymayanlara da para cezası verelim. ”
Tamam bunları dediniz. Halk da sizin bu dediklerinizi yaptı. Yapmayan oldu mu paşa paşa cezasını ödedi. İyi tamam da siz niye yapmıyorsunuz ey yöneticiler! Lafım iktidara. Çok net. Parti kongreleriniz aracılığı ile sizi seçen halkla adeta dalga geçtiniz. Komşusuna oturmaya gidene ceza kestiniz ama siz spor salonlarını ‘lebaleb’ doldurdunuz. Cenaze sahiplerine ’30 kişiden fazla olmayın’ dediniz. Kendiniz yüzlerce kişi biraraya geldiniz. Sonra da neymiş ‘özür dilerim öngöremedim’ O zaman vatandaşta özür dilesin ‘ben öngöremedim’ desin kurtulsun. Senin yönetici olarak, kural koyan olarak öngörememe hakkın varsa o hakkı bizde kullanmak istiyoruz.
Özellikle şu kongreler, milleti çıldırttı. Allah aşkına bunun partisi falan olmaz. Bunun savunulacak bir tarafı olmaz. İnsanlar parkta, cafede iki kişi yanyana oturamazken, apartmanın kamelyasında yan yana gelemezken, sizler yüzlerce binlerce insanı bir salona dolduramazsınız. Zaten göstermelik yapıyorsunuz o kongreyi. Hepsine tek aday giriyor. Seçilecek belli. Yapmasanız ne kaybederdiniz? Kim küserdi size? AK Parti kongre yapmıyor çok ayıp ediyor diyen mi olurdu? Oylarınız mı azalırdı? Tam tersi halk ‘bize neyse kendilerine de o’ der daha bir güvenirdi size, aldığınız kararlara. Oysa şimdi öyle mi? ‘Kendilerine gelince korona yok bize gelince var’ diyor. Yaptırdığınız aşının markasına bile güvenmiyor. ‘Halka Çin kendilerine Alman’ diyorlar. ‘İktidar temsilcileri imtiyazlı’ diyorlar. ‘Halktan, halkın sorunlarından kopuk’ diyorlar. Değer miydi sizi seçen halka bunları düşündürmeye?
Gına geldi ya. Vallaha gına geldi. Az önce Hatay AK Parti Gençlik Kolları kongresinde yaşanan eğlence görüntülerini izledim. Yüzlerce kişi şarkılar eşliğinde dipdibe, eğleniyorlar. Bunları yapacaktınız da; Uludağ’da eğlenen gençlere niye kızdık, İstanbul’da metrobüslere doldurulan halk nedeniyle belediye başkanına niye kin kustuk, teknelerde parti veren sosyetenin arkasından niye atıp tuttuk? ‘Biz maske-mesafe-hijyen kurallarına uyduk, tedbirleri aldık’ masallarını geçin. Sizin bu kızdığımız insanlardan ne farkınız kaldı? Üstelik bize bunları yapmayın diyen sizdiniz. Yakıştı mı? Hatay Gençlik Kolları Başkanlığı açıklama yapmış; ‘biz baştan sona kadar tedbiri elden bırakmadık. Kongre sonrası bir grup tedbiri ihlal etti, disiplin kurullarımız gereğini yapacak’ diye. He he bizde inandık. Öyledir mutlaka sizin hiç haberiniz yoktur.
Olmadı beyler-bayanlar olmadı. Yanlış yaptınız. Örnek olmanız gerekirken kötü örnek oldunuz. Güven kaybettiniz. Halkınız gibi yaşamadınız. ‘İmtiyazlıyız’ görüntüsü verdiniz. Şimdi bitti değil mi kongreler? Hadi yasaklara geri dönün o zaman. Bizden biri olun geri. Nasıl olsa yapacağınızı yaptınız…
