25 Eylül 2020’de babamı kaybettim. İlk defa birinci derece bir yakınımı toprağa vermiştim. Hani gölgesi yeter derler ya öyleydi babam benim için. Babam ölmüştü ama geride annem vardı. 40 yıllık baba evimizin kapısı kapanmamıştı. Annemin varlığı bize güç vermişti. Bize vermişti ama kendisini o güçten mahrum bıraktı.
Babamın vefatı annemi derinden sarstı. 55 yıllık bir yaşanmışlık vardı geride kalan. Öyle şimdinin incir kabuğu doldurmayan meselelerden ayrılan, küsen, kopan bir yaşanmışlıkta değildi onların ki. Annemle babam iki bedende bir ruh gibiydiler. Babam öldü, ruhunu kaybetti annem. Sadece bedeni kaldı. Bir buçuk yıl her gün acı çekti ve 31 Mart gecesi hem Rabbine hem sevdiği adama kavuştu. O sevdiklerine kavuşurken bizi hem yetim hem öksüz bıraktı.
Anne neydi? Anne herşeydi. Anne hayattı.
Erkek çocukların ilk aşkı, kız çocukların sırdaşı.
Yavrusunun eline diken batsa kalbi sızlayandı.
Senin her gidişinde balkonda arkandan el sallayandı.
Babam yağmurlu havada sığındığım çatıydı. Annem yağmur sonrası oluşan toprak kokusuydu.
Babam yaz günü gölgesine sığındığım çınardı. Annem o sıcak havada yaprakların arasından gelen ve beni serinleten rüzgardı.
Babam kış günü üzerime giydiğim paltomdu. Annem boynuma doladığım kaşkolümdü. Tamamlayanımdı, ısıtanımdı.
Babam en zor anımda akıl aldığımdı. Annem merhametti, vicdandı.
Şimdi her ikisi de yok, şimdi baba ocağımda arkamdan el sallayanım yok. Artık telefonum ne annem diye çalıyor ne babam.
Erkekler ağlamaz derler ya koca bir yalan. Erkekler ağlar ama içlerine ağlarlar. Düşündükçe gözlerim doluyor, boğazım düğümleniyor, burnumun direği sızlıyor. Sonra; 'onlar gerçek dünyada biz yalan dünyada. Takdir-i ilahi böyleymiş' diyorum ve onların sevdiği şeyleri yapmaya çalışıyorum.
Mesela Babam şık giyinirdi. Şık giyinmeye çalışıyorum. Evlatlarıma onun gibi bir baba olmaya çalışıyorum. Bedia Akartürk’ü severdi. Onun türkülerini dinliyorum.
Annem eli çok açık bir kadındı. Kalp kırmazdı. Onun gibi olmaya çalışıyorum. Edip Akbayram’ı severdi o da. Bende seviyorum.
En önemlisi arkalarından dua ediyorum. Hayırlı bir evlat olmaya, onlara layık olmaya çalışıyorum. İzliyorlarsa bizi çocuklarımız iyi demelerini istiyorum.
Artık büyüdüm ben be dostlar. 31 Mart gecesine kadar bir çocuktum. Yaşım ister 5 olsun ister 70. Annem ve babam varken çocuktum ben. 47 yaşındayım ve yaşımdan bağımsız şimdi büyüdüm. ‘Terli terli su içme oğlum’ diyen bir annem vardı artık yok. Çocukluk yapacağım, şımaracağım, nazlanacağım ne bir annem kaldı ne bir babam. Büyüdüm ben. İnsan anne ve babası ölünce büyüyormuş. Çocuk olmaktan o zaman çıkıyormuş.
Ve bugün Anneler Günü. Bizim için annesiz ilk anneler günü.
Anneler günün kutlu olsun anam. Senin ve tüm annelerin anneler günü kutlu olsun. Ellerinden hasretle öpüyorum.
Halen hayatta olup elini öpeceği, hayır duasını alabileceği bir annesi olanlara da ne mutlu.
Annem ve babam; bir gün bize ayrılan süre dolduğunda hani fani dünyada ki gibi, Cennette yeniden buluşmak dileği ile…
#
Kirikkalekusu.com
info@kirikkalekusu.com
2147483647
2147483647