BİZ HEP GİTMEK İSTENİLEN YERDE OLDUK

Eskişehir’e gittiniz mi hiç?  Ben birkaç defa gittim. Geçenlerde eşim ve oğlum okul gezisiyle gittiler. Eşim onlarca tur otobüsünün olduğunu söyledi.  Birkaç hafta önce de kızım dershane ile beraber gitmişti. Oda aynısını söylemişti; ‘onlarca tur otobüsü var baba’ demişti.

Eskişehir nasıl bir il? Anadolu’nun bozkır bir ili. Türkiye'nin dört bir yanından tur düzenleyip gidenler neleri ziyaret ediyorlar size özet şöyle bir liste sunuyum;

Balmumu heykeller müzesi

Sazova Bilim Kültür Sanat Parkı (içinde masal şatosu, bilim merkezi, uzayevi, müze gemi)

Hayvanat bahçesi

Canlı tarih sahnesi

Cam sanatları müzesi

Sanat evleri

Kentpark yapay plaj

Farkettiniz mi hiçbiri doğal değil. Hepsi insan eliyle yapılmış çalışmalar ama özellikle hafta sonları  Türkiye’nin bir çok ilinden yerli turist çekiyor. Eskişehir ile Kırıkkale arasında fark ne? Onlarda Porsuk Çayı var bizde daha iyisi Kızılırmak var. Onlarda Sazova Parkı var. Bizde 200 milyon lira harcanıp eski halinden sadece adını değiştirip mangalı kaldırdığımız millet bahçesi var. Onlarda cam sanatları müzesi var. Bizde yapılan ama nedense bir türlü açılamayan silah müzesi var.  Onlarda Kent park yapay plaj var bizde doğa harikası Karaahmetli Baraj gölü var. Onlarda tarih sahnesi var bizde tarihin ve sanatın kendisi olan Hacı Taşan, Rahmi Pehlivanlı var. 

Kırıkkale’de imkanı olan her aile hafta sonu geldiğinde ‘nereye gidelim’ derler. Ve biz hep gitmek istenilen yerdeyiz. Gidilmek istenilen yer olamadık hiçbir zaman.  Oysa Kırıkkale konum olarak Eskişehir’e göre daha avantajlı.  Kızılırmak kenarında, tarihi Çeşnigir Köprüsü’nü bünyesinde barındıran, onlarca ilin yol güzergahında bir şehir. Eskişehir’de olupta bizde olmayan ne var? İşte doğru soru bu. Onlarda su-yol-çöp gibi klasik belediye hizmetlerinin dışında halkın refah seviyesini sosyo-kültürel hayatını yükseltmeyi hedefleyen yöneticiler var.  Bizde halen suyu çeşmeden akıtmak başarı gözüküyor.  diğerlerine sıra bile gelmiyor.

Siz hiç başka bir ilde oturupta ‘hadi Kırıkkale’ye gidelim’ diyeni duydunuz mu? Duyamazsınız. Niye gelsinler ki? Hakkını da yemeyelim yıllar sonra ilk defa şehre ziyaretçi kazandıran bir eser ortaya çıkarıldı. İslami Değerler Külliyesi. Bahattin Akyön’in çabalarıyla içerisinde Peygamber Efendimizin hayatının minyatür maketlerle rehber eşliğinde anlatıldığı değerli bir eser. Evet  bu eseri görmeye gelenler oluyor şehir dışından. Bunların sayısını çoğaltmak gerçekten bu kadar zor mu?

Biz hep gitmek istenilen yerde olduk. Gidilmek istenilen yer hiç olamadık.  Öyle ki şehrin belediye başkanları-milletvekilleri  bile görev süreleri bitince hep gittiler. İlginçtir bu şehirde görev alan bürokratlar kaldı da şehri yöneten siyasiler hep gitti. Onlar bile kendilerinin yönettiği bu şehri yaşamaya değer bulup kalmadılar. İşte şehrin özeti…

CAN ROL MODEL OLMALI

AK Parti’de seçim sonrası değerlendirme toplantılarında milletvekili ve il başkanlarının bazı serzenişleri vardı. Bakana ulaşamıyoruz, geri dönüş alamıyoruz minvalinde. O toplantılarda bir isim öne çıktı. Sonra geçtiğimiz hafta sonu gerçekleşen Kızılcahamam Kampı’nda  yine benzer şikayetler dile getirildi ve yine aynı isim gündemdeydi. O isim Adalet Bakan Yardımcısı Hemşehrimiz Ramazan Can.

Bakanlara bürokratlara ulaşamama sıkıntısının had safhada olduğu, en üst düzey toplantılarda şikayet konusu olduğu bir dönem Can,  birçok milletvekili -il başkanı tarafından örnek gösteriliyor, hatta ‘Ramazan Can’ı klonlayalım diğer bakanlıklara dağıtalım’ esprisi bile yapılıyordu. Öyle ki partinin seçilmişleri bırakın bakanları bakan yardımcılarını üst düzey bürokratlarla bile görüşmek için randevu talep ederken Can’ın kapısı herkese açıktı. Geçmişte bizimde bazı bakan yardımcıları ile görüşme talebimiz olduğunda araya aracılar koyup özel randevu alıyorduk. Can’la görüşmek isteyen vatandaş bile çok rahat bir şekilde aracıya gerek duymadan gidip meramını anlatabiliyor. ‘Ben gittim de görüşemedim’ diyen kimse yoktur sanırım. Misafirlerinin yanında makam koltuğuna oturup üstünlük taslamıyor. Herkesi tek tek dinliyor.  Talepleri ilgili birimlere hemen aktarıyor. Bu nedenle de her gün odası onlarca insanla dolup taşıyor. Siyasi görüş ayırımı yapmadan legal taleplerin yerine gelmesi içinde elinden geleni yapıyor, talebin sonucunu olumlu olumsuz geri bildiriyor.

Ulaşılamazlığı ulaşılır hale getirdi Ramazan Can. Aslında AK Parti için tam bir rol model oldu. Bugün partinin en önemli isimlerinin örnek gösterdiği Can, bakanlıkların halktan kopuk olmadan da çalışabildiğini ortaya koydu.  Sayın Cumhurbaşkanının bundan sonra ki atamalarında Can modelini esas alırsa birçok şikayetin önüne geçer. Can, vatandaş-il başkanı-belediye başkanı-milletvekili-bakanlık ve bürokrasi arasında köprü görevini en iyi şekilde yapan isim oldu. Bir Kırıkkaleli olarak bizede hemşehrimizle gurur duymak kalıyor…