• Dolar
    0.000
  • Euro
    0.000
  • Ç.Altın
    0.000
  • Altın
    0.000

°

Köşe Yazarı

Murat Bulut

#

  •  18 Eylül 2021
  • KIRIKKALE SAHİPSİZ Mİ?


    Rektör Ahmet Murat Çakmak vardı hatırlarsınız değil mi? Unutulmayacak biriydi. Kırıkkale Üniversitesi’nin gelmiş geçmiş en iyi rektörüydü.  Bir dönem rektörlük yaptı sonra siyasi güçler nedeniyle seçimlerde birinci olmasına rağmen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından ataması yapılmamıştı. Murat Hoca çocuk cerrahıydı.  Bunun yanı sıra tam bir otomobil tutkunuydu.  Hatta hafta sonları oto sanayiye gider otomobil motoru tamir ederdi. Murat Hoca başhekim olduğunda sanayide çalışan ustalar, kalfalar acayip sevinmişler.  Öyle ki ‘Oh ben çok şükür bizden de bir başhekim çıktı’ diyecek kadar kendilerinden görmüşler çocuk cerrahı Murat Çakmak’ı. 

    Bunu niye anlattım birazdan okursunuz. Vali Yunus Sezer, 3 yıllık görev süresinin sonunda Kırıkkale valiliğinden AFAD başkanlığını atandı.  Yunus Sezer sevilen bir bürokrattı.  Kimisi Sezer’i yaptığı işler nedeniyle seviyordu kimisi de şehrin yerel yöneticilerinin başarısızlığı üzerinden valiye ilgi duyuyordu.  Yollara beton blok koymanın dev proje olarak lanse edildiği bir şehirde Yunus Sezer’in yaptığı Çeşnigir, Dinek, Obaköy gibi projeler megaydı. Valinin gidişine Kırıkkale hem üzüldü hem sevindi. Üzüldü çalışkan bir vali kaybettik diye, sevindi AFAD’a başkan oldu diye.

    Eminim ama ispatlayamam Erzurumlular bizim kadar sevinmemiştir hemşehrilerinin AFAD Başkanı olmasına. Çünkü Yunus Sezer’le birlikte 5 Erzurumlu vali vardı görevde. Hangi birine sevinsinler.  Diğer bürokratları saymıyorum bile.  

    Daha önce Kırıkkale’de  emniyet müdürü olarak görev yapmış Mahmut Çorumlu, KOM Daire Başkanı olduğunda da, biz Kırıkkaleliler olarak Afyonlulardan fazla sevindik.  Adamların memleketinden cumhurbaşkanı çıkmış, genel kurmay başkanı çıkmış. Yanlış anlaşılmasın burada ne Yunus Sezer’i ne de Mahmut Çorumlu’yu küçümsüyorum. Memleketlerinden o kadar çok üst düzey bürokrat çıkıyor ki  o iller için artık normalleşmiş bir hemşehrilerinin üst düzey göreve gelmeleri. Onu anlatmaya çalışıyorum. Yoksa her ikisi de önemli isimler ve önemli isimler olduğu için de önemli görevlere geldiler.

    Bakın yine iddia ediyorum; Mahmut Çorumlu’nun ziyaretçi defterine bir bakalım. Afyonlulardan daha fazla Kırıkkaleliler ziyaret etmiştir. Telefon rehberinde Kırıkkaleliler daha fazladır. Şimdi aynısını Yunus Sezer’de yaşayacak. Erzurumlulardan çok biz gideceğiz ziyarete. Bizimle daha çok görüşecek. Niye biliyor musunuz; bizden bürokrat çıkmıyor. O yüzden Kırıkkale’de görev yapan bir bürokrat üst düzey bir göreve atandığı zaman sanki Kırıkkale’de doğmuş gibi mutlu oluyoruz. Çünkü yok yok bizden biri yok.

    Hali hazırda ki tüm valilerin doğum yerlerine baktım. 81 ili 46 ayrı ilden vali yönetiyor. Bunlardan 7 tanesi Trabzonlu, 5  tanesi Erzurumlu (şimdi 4’e düştü), 4’er tanesi Konya ve Çorumlu, 3’er tanesi Rize, Kırşehir, Bayburt  ve Eskişehirli. Geri kalan illerden de birer ikişer tane. Tek bir Kırıkkaleli isim yok valilik yapan.  Bakanları araştırdım; Kabinede 14 ayrı ilden isim var. 4 tanesi Trabzonlu, geri kalanlar farklı illerden. Bakan yardımcılarına bakın tek bir Kırıkkaleli yok. Bürokraside üst düzey kaç Kırıkkaleli var. Bir elin parmakları kadar.  Yusuf Guni, Ahmet Dilsiz, Cebrail Taşkın, Metin Aytekin, Mehmet Yüzer, Ahmet Can Acaroğlu. Bildiklerim bunlar. 

    Devleti siyasetçi yönetmez. Devleti bürokrat yönetir. Siyasetçi konuşur bürokrat iş yapar.  Bir ara Halil Öztürk’ün her paylaşımının altına yazdığı bir söz vardı. ‘Kırıkkale sahipsiz değil’ Bomboş bir söz. Neye göre sahipsiz değil yada sahibi kim? İki sokakta gezip, üç beş çiçekli sevdalı cümleler yazarak mı sahip çıkılıyor memlekete? Vekilin görevi duygusal sözler paylaşmak mı?

    ‘Şehrin sorunlarını görüştüm, not tuttum, bilgi aldım’ de  altına da  Kırıkkale sahipsiz değil de geç. Oh ne güzel vekillik. Sosyal medya üzerinden afilli kelimelerle vekillik yapılıyor.  

    Bu şehir sahipsiz. Bu şehir siyaseten de bürokrasi anlamında da sahipsiz. Öyle olmasa diğer illere şehir hastaneleri yapılırken Kırıkkale’ye alınan bir MR cihazının önünde iktidarın üç yöneticisi poz vermez. Birde yoğun çaba harcadık diyorlar.  Bu şehrin sahipsizliğinin göstergesi yapılan köprülerdir. İşte o köprüler kadar sahip çıkılıyor memlekete. Şehri bölen taş duvarlarla yapılmış, gidişi olup gelişi olmayan, kamyonun geçemediği, ne olduğunu neye yaradığını kimsenin çözemediği köprüler kadar sahip çıkılıyor işte.

    Rektör Ahmet Murat Çakmak’ın  hikayesini bu nedenle anlattım. Kırıkkale aynı sanayide ki oto tamircileri gibi. Bizden kimse çıkmıyor ya yukarılara, burada birkaç yıl görev yapan isimleri kendimizden gibi görüp onlarla mutlu oluyoruz.  Sanayi esnafı gibi ‘çok şükür bizden de bir AFAD başkanı olurmuş, bizden de KOM daire başkanı olurmuş’ diye teselli buluyoruz. Allah razı olsun onlardan da bu şehri unutmuyorlar.

    Kısacası; bürokraside bizden birileri olmadığı müddetçe sahipsiz bir şehir olarak kalmaya ve Kırıkkale’de görev yapıp üst makamlara atananlarla mutlu olmaya devam edeceğiz… Yolunuz açık olsun Yunus Sezer ve Mahmut Çorumlu. Nereye giderseniz gidin bu şehri unutmayın. Çünkü bizim sizin gibi yöneticilerimiz olmadı, bu gidişle de olmayacak. Bize siz bari sahip çıkın…

    ASKON KONGRESİNDE AK PARTİ İL YÖNETİMİNİN PROTESTOSU

    Bugün sabah 09.30’da Anadolu Sanayicileri İşadamları Kırıkkale Şubesi’nin kongresi vardı. Kongreye AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan katıldı.  Buna karşılık  Belediye Başkanı Mehmet Saygılı ve  İl Başkanı Mustafa Kaplan katılımcılar arasında yer almadı. Kaplan’ı temsilen başkan yardımcılarından Adem Yılmaz katıldı. O da program başlamadan hemen önce ‘bana yer ayırmamışlar’ diyerek sanırım Kaplan’ın talimatı ile salonu terk etti. ASKON yöneticilerine sordum; ‘AK Parti İl Başkanı Kaplan’ı davet ettiğimizde katılmayacaklarını söyledi.’ cevabını verdiler.  Partinin grup başkanvekili bir sivil toplum örgütünün programına katılıyor ama parti yetkilileri o programa katılmadıkları gibi protesto ederek vekaleten katılanı da geri çekiyorlar. Ne olursa olsun grup başkan vekilinin katıldığı bir programı protesto etmek AK Parti geleneğinde pek olmayan bir şey. Üstelik katılımcıların çoğu da AK Partiliydi. Yönetim desen daha önce partide görev almış isimlerden kurulu. Hatta hali hazırda AK Parti yönetiminden bile isim var (Resul Doluca). Niye katılmadılar? Katılanı niye geri çektiler? Grup başkan vekilinin katıldığı bir programı protesto etmek grup başkan vekiline yapılmış bir ayıp değil mi?    Bununla ilgili parti yönetiminin bir açıklaması vardır elbet.

    Yazar Yorumları

    Yorum Yaz

    17759

    Hakkımızda

    #

    İletişim

    Kirikkalekusu.com

    info@kirikkalekusu.com

    2147483647

    2147483647