Toplumsal gelişmenin de, çürümenin de temelinde yönetici ve siyasi tavırlar ile beraber ahlak yatmaktadır. İdarecilerin ve siyasilerin görevi olumsuzlukları ortadan kaldırmak ve yaşanan sıkıntıları bertaraf etmektir diye bilmekteyim. Her idarecinin bir şeyler yapmak arzusu ile oturduğu koltuğa, koltuktan aldığı güç ile sorunları çözmek yerine hizmet ettiği kuruma ve vatandaşlara daha çok sıkıntı olduğunu yıllarca gözlemledim.
Bir çalışanın önünde ki engellerin idareci tarafından kaldırılması gerektiği personeller tarafından bilinir. İdarecilere sorunlarını aktaran bölümün sorunlarına idareci tarafından çözüm üretilmeyip, çalışanlardan da vatandaşa dağ gibi sorunların içerisinde hizmet edilmesinin beklenmesi çok manidar olsa gerek.
Bazı idarecilerin çalışanların kurumsal sorunlarını dinleyip, çözeceğiz diyerek sorunla hiç ilgilenmemesi ve keyfi davranmasını çalışanlar nasıl yorumlamalıdırlar. Sırtını sözde kuvvetli sandığı birilerine dayayıp boş zamanlarını onunla geçirmesi midir idarecilik.
Bir hizmetli personelin idareden birilerine dayanarak önüne gelene hakaret içerikli ve aşağılayıcı cümleler kurması mıdır hizmet. Dürüst namuslu çalışanların sürekli ezilmesi ve birilerini rahat ettirmek midir kalite. Yoksa halka hizmet hakka hizmet anlayışı ile yolan çıkanların keyiflerine göre işe gelip canları isteyince çalışmaları mıdır. Ben Türkiye Cumhuriyeti devletine otuz sene hizmet etmiş kaliteli bir devlet memuru olarak, idarecilerin kafalarına göre kendilerini kanunun üzerine koyarak çalışanlarına zülüm etmesinin doğru olmadığını bilecek kadar da tecrübe sahibi bir kamu görevlisiyim.
İdarecilerin bir birleri ile aralarında rekabet içerisinde olmalarının faturasını hakka inanan, çalışmıyor olarak bilinen ama özverili çalışanlar mı çekmeli. İletişim kurmaya çalıştığımız idarecilerin konuşmalarımızı istedikleri gibi yorumlayarak iftira atmaları mı idarecilik.
Kahvaltı partileri verenler işyeri hizmet yeri, kahvaltılarınızı evleriniz de yaparsanız inanın daha çok mutlu olacaksınız. Kahvaltı yapmaktan imtina ettiğiniz insanlar sizin aileniz. Keyfi davranışlar ile beklettiğiniz hizmet bekleyenlerin haklarını nasıl ödeyeceksiniz, misafirleri ile saatlerce sohbet edip himayesi altında çalışanlarını saatlerce kapılarında bekletenler, bizler kapıda beklemek için değil vatandaşa hizmet ederek kazancımızı sağladığımızı bir kez daha hatırlamak isterim.
Bu yazdıklarım ve daha niceleri vatandaşlarımız ve çalışanların sıkıntılarıdır. Herkes şunu bilsin ki bu zamana kadar çalıştığım kurumlarda ve bölümlerde zulme boyun eğmedim ve ulü’l emre itaatsizlik etmedim, etmemde. Bizler Hz. Ömer Efendimizin halife olduğunda arkadaşlarına dönerek yanlış yapsam ne yaparsın dediğinde seni kılıcımızla düzeltiriz sözünü duyar duymaz inandığı Allah'a hamd edenlerden olmak istiyoruz ve öyleyiz de Elhamdülillah. Bu yazdıklarım umarım dikkate alınır. Çünkü din anlayışımız nasihati temel almaktadır.
Sizlerin de öyle olmasını bekliyoruz sayın Yüksek İhtisas Hastanesi idarecileri ve çalışanları. Kafanıza göre uygulama içinde olamazsınız kanun var ve herkesin hakları var. Bu yazıdan dolayı bana her türlü cezayı verebilirsiniz, sürebilirsiniz ama hakkımı arayacağımı unutmayın. Bu yetki de sizde mevcut bulunmaktadır.
Sizden önce sizin gibi çalışanların akıbeti ortada, sizlerde eski idarecilerin düştüğü duruma düşmeyin diyorum. Saygılarımla
Alaattin GÜNEŞER
#
Kirikkalekusu.com
info@kirikkalekusu.com
2147483647
2147483647